2016 yılının ocak ayı katarakt ameliyatları için gittiğimiz Etiyopya'da alışılmışın dışında bir olayla karşılaştık. Bölgeye intikal etmiş ameliyatlara başlamıştık. Sadece insana hizmet felsefesiyle buradaydık.
Ameliyatlar devam ettiği sırada gözüme bir köşede sessizce oturan bir kadın ilişti. Elinde bastonu dizlerinin üzerine çökmüş birinin kendisine yardım etmesini bekler gibiydi. Hemen yanına gittik halini hatırını sorduk. Kadın konuşmaya başlar başlamaz ağlamaya ve ağladıkça derdini anlatmaya başladı. “Sağır ve dilsiz bir kocam, üç çocuğum ve çadırdan bozma bir yerimiz haricinde hiçbir şeyimiz yok, kocam işsiz çalışmıyor üç gündür bir şey yemedik ve gözlerim görmüyor” dedi.
Normalde katarakt ameliyatları iki göz katarakt olsa bile tek göze yapılır ki daha fazla insana hizmet edilsin. Biz orada ekip arkadaşlarımızla istişare ettik ve farklı bir karar alarak kadının iki gözünü de ameliyat etmeye karar verdik. Ameliyatın gerçekleştiği yer merkezden baya da uzak, ekip olarak orada yemek yeme ihtimalimiz olmadığı için yiyeceklerimizi yanımızda getirmiş. Vesselam biz kadını ameliyat ettik gözlerine ALLAH'ın izniyle kavuşturduk, yanımızda ki bütün yiyecekleri ve kendisine 15 gün kadar yetecek bir harçlık bıraktık. Kadın bize “gerçekten şu günleri görmesem bu mutluluğa sahip olmasam intihar edecektik” dedi.
Çok şükür bir orada bir hayata bir teyzemizin derdine baya bir merhem olduk. Her iyilik bir sadakadır felsefesiyle çıktığımız yolda çok güzel tebessümlere şahit olduk.
Ömer Faruk Yıldız / Sadakataşı Derneği Gönüllüsü